AB, İSLAMOFOBİA, PEGİDA, VS…
Belçika Federal
Polisi Genel Müdürü adi suçlardan hapishaneye giren Müslümanlar'ın
cezaevlerinde beyinlerinin radikal gruplar tarafından yıkandığını söyleyerek 'Müslümanlara ayrı hapishane
kurulsun' teklifi yaptı. Kökten dinci
Müslüman örgütlerle ve terörizmle en etkin mücadelenin ayrı bir cezaevi
yapılmasından geçtiğine inandığını ifade eden Audenaert, "Çok masraflı,
istismar edilecek ve çok tartışmaya açık bir konu ama, Müslüman kökten
dincilere ayrı bir hapishane kurulmalı…” [Sabah, 12/09/2006]
Uyan da balığa gidelim Audenaert. Sanki oricinal
bir fikirmiş gibi sunma lütfen bize bu bayatlamış fikirleri. Kör gözler gördü,
sağır sultan duydu Sam Amca’nın Guantanamo’sunu, Ebu Gureyb’ini; siyonistlerin
açık cezaevi haline getirdiği Gazze’yi, Filistin’i. Sakın sen “doldurucan len
bunları kalelere, camilere, sonra da basacan mermiyi, bombayı” demiş olmayasın
Afganistan’da Cenk kalesinde, Irak’ta camide olduğu gibi.
Şöyle de yapabilirdin be Audenaert. “İsviçre'de Müslüman
cemaate sızdırılan muhbir Covassi, imana gelip basına konuştu: Devlet, ülkeden
atmak istediği tartışmalı imamlara komplo kurdu.” (23/05/2006 Radikal) Sizde
oyun, tuzak mebzul (sayılamayacak) miktardadır. Beyin yıkamakta da çok
mahirsinizdir. Akı kara, karayı ak göstermekte, gerçeği ters yüz etmekte
üstünüze yoktur.
Yüzyıllarca dünyanın dört bir yanındaki insanları
sömürüp bırakıp gitmek zorunda kaldığınız yerlerde ardınızda nice acı ve acılı
insanlar bırakırsınız, onlara çektirirsiniz cefa; evinizde kıtanızda neşe
içinde yaşar gidersiniz, sürersiniz artık bir sefa.
Unutmuşsundur hatırlatayım sana, senin atalarının
daha geçen yüzyılın başlarında yaptığı mezalimi. Kulaklarını iyi aç Audenaert.
“Belçika kralı II. Leopold, Afrika’ya uygarlık getirmek amacıyla konferanslar
düzenledi. Otomobil lastikleri için ihtiyaç duyulan kauçuk üretimini daha ucuz
ve kolay olsun diye Afrika’da yapmaya başladılar. 23 yıl boyunca tam bir
kitlesel kıyım (soykırım) yapıldı. Kongo’da on milyonu aşkın -11 ila 15 milyon
arası- insanı öldürdü. İsyanın karşılığı ölümdü. Sayısı belirsiz insanın el ve
ayaklarını kestirdi. Bilek kesmenin nedeni ise bir insanın yeterince kauçuk
getirmemesi idi. Aynı gerekçeyle onlarla birlikte küçük çocuklarının bile el ve
bacakları kesildi. Bu cezaları uygulayan şirketin adı Anglo-Belgian India
Rubber Company idi. Kauçuk ağaçları dikmek için ormanları temizlemek
gerekiyordu. Ama bazen, ormanı kesmektense bir köyü tamamen yakıp yıkıp arazi
elde etmek daha verimli oluyordu…” (Atlas dergisi, Sayı:155, 02/2006, sh.
166-8).
Ne dedin Audenaert duyamadım. Yanlış mı işittim?
“Dün dündür, bugün bugündür” mü dedin, yoksa “Atalarımın işledikleri suçlardan
dolayı beni mi sorumlu tutuyorsun? diyorsun. Haklısın be Adudenaert, “Onların
kazandıkları onlara, sizin kazandığınız sizedir. Siz onların yaptığınızdan
sorulmazsınız” (Bakara/141) der ayrı hapishane kurulmasını teklif ettiğin
“Müslüman kökten dincilerin” Kitab’ında.
Kongo’da ata’n Leopold ve tayfasının estirdiği
terörün üzerinden nerdeyse bir asır geçti ama kafa yine o kafa, zihniyet yine o
zihniyet. Ha II. Leopold olmuş adın, ha Audenaert (ya da III. Leopold). Ne fark
eder. Esasta değişen fazla bir şey yok. Korkarım bu gidişle değişeceğe de benzemiyor.
Taa ki ahiret gelip oyun bitip perde kapanana
kadar. O gün yerinizde olmak istemezdim inan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder