2 Ekim 2013 Çarşamba

BUMERANG-2

OMO WALE*

Sözün burasında, ABD terörü konusunda “hariçten gazel okuma”yı bırakıp “dahil”de bu karabasan’ı yaşamış karaderili, ak(cesur)yürekli bir kardeşimize sözü bırakmak istiyorum. Aslında onun hikayesi, hepimizin yani bütün dünya mazlumlarının, mağdurlarının, mahrumlarının, mustazaflarının hikayesi.

            “Hayır, ben amerikalı değilim. Amerikanizmin kurbanı milyonlarca insandan biriyim. Burada bir amerikalı olarak değil, amerikan sisteminin bir kurbanı olarak sesleniyorum size. Ve amerikayı bir kurbanın gözüyle görüyorum. Gördüğüm de bir Amerikan pembe düşü  değil, bir karabasan... Bütün dünya, amerikanın ellerinin ne kadar kanlı olduğunu bilsin. Bilsinler burada uyguladığı vahşeti.” [6]

“Beyaz adam sizi Kore’ye gönderdi, kanınız aktı. Sizi Almanya’ya gönderdi. Güney Pasifiğe gönderdi Japonlarla savaşmak için. (Antiparantez ondan ince bir nükte; -Burada bütün kızılderilileri öldüren beyazderililer için savaşan bir siyahderili tarafından öldürülmüş bir sarıderili yatmaktadır.) Kanınızı akıttınız beyaz adam için. Fakat beyaz adam tarafından  gözlerinizin önünde kiliseleriniz bombalanır, küçük kızlarınız öldürülürken akıtılacak kanınız yoktu. Beyaz adam kan dök dediğinde döktünüz, döğüş dediğinde dövüştünüz, havla dediğinde havladınız.” [7]

            “Kural olarak bugüne kadar, Amerikan’ın stratejisi, önderlerimizi eteğinin etrafında toplamak, parayla, prestijle, övgüyle kandırarak, onlara ne söyleyeceklerini telkin etmek oldu. Ve onlar da bize her zaman azınlık olduğumuzu, hiç şansımız olmadığını, mücadelemizi uysallık ve dikkatle yürütmemizi söylüyorlar. Yoksa zarar görür, harcanırmışız. Yutmuyoruz artık.” [6]

            “Köle sahiplerinin o dönemlerde iki tür kölesi vardı: Tarladaki zenci ve tarla zencilerini de kontrol eden hizmetkar zenci (Tom Amca’lar). Hizmetkar zenci patronuyla birlikte yaşardı. Güzel giyinir, güzel yerdi onun artıklarını. Tavan arasında ya da bodrumda yaşardı. Fakat patronunun yakınında ve patronunu onun kendisini sevdiğinden çok severdi. Patronunun evi için kendi canını verebilirdi patronundan önce. O eski köle sahibinin bugün de modern Tom Amcaları var. Sizi, beni kontrol altında tutan, bizi pasif kılan, barışçı kılan, uysal kılan, bunlar yirminci yüzyıl Tom Amcalarıdır.” [6]

            “FBI (Amerikan Federal Soruşturma Bürosu) basını büyük bir maharetle ulusal sınırlar içinde idare ederken, CİA bunu uluslararası düzeyde yapıyor. Bütün pisliklerini basın aracılığıyla yapıyorlar. Gazetelerde bana ve size suçluymuşuz, hepimiz ırkçıymışız, hapçı, ırz düşmanıymışız gibi hücum ederler. Eğer dikkatli olmazsanız, gazeteler size zalimi sevdirebilir, mazlumdan nefret ettirebilir.” [6]

            “Ve siz birkaç saldırgan beyaz öldü diye ayağa kalktınız, çıldırmışsınız siz. Basın aracığıyla, imaj yaratarak sizi kontrol altında tutarken, kitle katliamlarını insancıl gösterebiliyor Amerika. Binlerce siyah insan öldürülüyor, kesiliyorken yüreğinizde onlar için bir sızı duymuyorsunuz çünkü, kurban suçlu, suçlu kurbanmış gibi gösteriliyor.” [6]

            “Amerika da siyahların üzerine köpeklerini saldırtan beyazlar, Afrika da Afrikalılarla kaynaşabilmek için onlara gülümseyerek yaltaklanıyorlar. Ne garip bir komedi.” [6]

            “Kimse bize dostumuzun kim, düşmanımızın kim olacağını göstermemeli.” [6]

      “Üçyüz yıl bu ülkede bir penny (kuruş) almadan karşılıksız çalıştık. Tek bir penny almadan. Görüyorsunuz beyaz adam bu ülkenin ne kadar zengin olduğunu söylüyor, fakat nasıl bu kadar zengin olabildiğini düşünmek istemiyor. Amerika zengin oldu, çünkü onu siz zengin ettiniz.” [6]

         “Dua ediyorum ki Afrikalı kardeşlerimiz Avrupalı sömürgecilerden kendini kurtardıktan sonra Amerikan dolarının kontrolüne girmesin, ağına yakalanmasın. Amerikan ırkçılığının Amerikan dolarizmiyle yasallaşmasına izin vermeyin.” [6]

            “Onların hiçbiri kapitalist sisteme adapte olmuyorlar çünkü olamıyorlar. Çünkü kapitalist olmak için bir başkasının kanını emebilecek yapıda olmak gerekir. Bana bir kapitalist gösterin size bir kan emiciyi göstereyim. Kan emici birinden başka bir şey olamaz kapitalist.” [6]

            “Köleci efendi bu dünyada kendi cennetinin tadını çıkarırken, zenciye öbür dünya cennetine razı olmayı öğretmişti.” [8]

            “Birinci sınıf vatandaş olabilmenin tek yolu vardır. Bağımsız olmanın tek yolu var. Tek yolu var özgür olmanın. O size verilmez, siz alırsınız onu. Size kimse vermez adaleti, eşitliği. Erkekseniz siz alırsınız.” [8]

            ”Gerçekte ırkçı olan Amerika’nın insanı değildir; beyazlardaki bu ırkçılık psikolojisini büyüten, Amerika’nın politik, ekonomik ve toplumsal atmosferidir doğrudan doğruya.” [8]

            “Amerika’nın İslam’ı tanıması gerekir, çünkü Amerika’yı başındaki ırk belasından temelli olarak kurtarabilecek tek şey İslam Dini’dir.” [8]

            “Ve, Amerika’nın bünyesine uğursuz bir kurt gibi giren ırkçılık kanserinin kökünü kurutabilecek bir gerçeğin mayasını tutturmuş olarak, fersiz de olsa bir ışık bırakarak ölürsem, ne mutlu bana. Bu takdirde, şan Allah’a özgüdür. Benim olan tek şeyse, günahlarımdır.” [8]

            “Benim yolumdan yürümek ve harekete katılmak isteyenler, gerçek anlamda özgürlüğe kavuşmadan önce hapishaneye, hastaneye ve kabristana gitmeyi göze almak zorundadır.” [8]

            “Ancak zifiri bir karanlıktan sonra, pırıl pırıl bir aydınlık çöker ortalığa; ancak katlanılmış çileler döneminin kapanmasından sonra, çılgınca bir sevinç dönemi açılabilir; ancak tutsaklıktan ve zindandan sonra özgürlüğün en tatlı meyvelerine kavuşabilir insan.” [8]

            Dünyaya gözlerimi açtığım o yıl, o gözlerini kapatmıştı dünyaya. Kurşunlar yuva yapmıştı o sımsıcak yüreğinde. Yüzünü “yalancı dünya”dan “öte dünya”ya, asıl yurduna, yuvasına dönmüştü, özgürdü artık. Rabbimiz günahlarını affetsin, razı olduğu kulları arasına dahil etsin seni ey YUVAYA DÖNEN OĞUL.

DİPNOTLAR

*Omo Wale: Nijerya dilinde “Yuvaya dönen oğul” demek.
Film tavsiyesi (biyografi); Film adı: Malcolm X, Oyuncu: Denzel Washington, Yönetmen: Spike Lee, 1992 yapımı; Hikaye: The Autobiography of Malcolm X, Alex Haley
[6]. Malcolm X konuşuyor, George Breitman, Nehir yay., İstanbul, 1986.
[7]. Malcolm X-eylemin öteki yüzü-, Andrew Young, Esra yay., 2. baskı, Konya.

[8]. Malcolm X, Alex Haley, İnsan yay., 3. baskı, İstanbul, 1993.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder