21 Kasım 2025 Cuma

SÜREYYAPAŞA’DA 20 YILIM – PROF. DR. İRFAN YALÇINKAYA

Yirmi yıl önce bugün göreve başlama işlemleri için İstanbul Süreyyapaşa Hastanesi eski başhekimlik binasına giriş yaptığımda, göğüs cerrahisi kliniğinde görev yapan ve kongreler sırasında tanıdığım iki meslektaş dışında kimseyi tanımıyordum. 

Acı tatlı anılarla aradan 20 yıl geçti.

Bu vesileyle uzun zamandır hazırlandığım ve bir kısmını yaptığım video ve yazıların sonuncusunu yaparak ‘Süreyyapaşa Dosyası’nı kapatmak, bir nevi veda etmek istedim. Yarın bir gün nasip olur da Süreyyapaşa’dan ayrılsam da artık Süreyyapaşa ile ilgili yeni bir video sunum yapmayacak, bir yazı daha yazmayacağım.

Zaten sekiz yıldır Süreyyapaşa’da uzatmaları oynuyorum. Birkaç defa ayrılmak için atak yapsam da kısmet olmadı, ama artık önüme çıkan ilk fırsatta ayrılacağım. Beni Süreyyapaşa’ya bağlayan hiç ama hiçbir şey kalmadı, şu an gidecek bir yer bul-a-madığım için mecburen, mecburiyetten devam ediyorum. Özellikle bu Eylül ayında başhekim olan kişinin odamı basması, bana bugüne kadar kimseden duymadığım ve kimsenin yapmadığı hakaret ve tehditleri yapması, Süreyyapaşa Hastanesi ve özellikle Cerrahi Kliniğin üç beş kişi dışında sessiz kalması, umurunda bile olmaması bardağı taşıran son damla oldu.

Bu 20 yıl içinde bilgim, birikimim, deneyimim, olanaklarım ve gücüm nispetinde hiç kimseyi ayırt etmeden herkese insanca yaklaşmaya, yardım etmeye, destek vermeye çalıştım. Artık Süreyyapaşa’ya verebileceğim, Süreyyapaşa’nın da bana verebileceği bir şey kalmadı. Elbette insan olduğum için eksiklerim, kusurlarım, yanlışlarım, zayıflıklarım, ihmallerim olmuştur. Bu nedenle bende hakkı olup da hakkını al-a-mayan ve kendilerini incittiğim kırdığım herkesten helallik diliyor, hoş görmelerini istirham ediyorum. Ben de üç beş kişi dışında herkese hakkım varsa, helal ediyorum.

Bu 20 yıl içinde gördüm ve anladım ki, adam (cinsiyetten bağımsız lafın gelişi) sandığım birçok kişi meğer “kardan adam”mış. Sadece kendi menfaatleri ve hesapları olan sıradan kişilermiş. Süreyyapaşa’nın bir aile olmadığını ve “hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için” diye bir şey olmadığını bizzat gördüm ve anladım. Yine de 20 yılda 20 kişiyle (lafın gelişi) karşılaştığımı ve dost edindiğimi söyleyebilirim.

20 yılı 100 slaytlık bir video takdimi ile noktalıyorum.

Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler.

Sevgi, saygı, selam ve dua ile.

22.11.2025 / Prof. Dr. İrfan Yalçınkaya

https://www.youtube.com/watch?v=BDPOD5rrhy4



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder