Bir Haber & Bir Anı
-9-
Haber
“Dersim’de görev yapan uzman çavuş Enes KG’in aracında yapılan aramada 12 kilo 600 gram uyuşturucu madde ele geçirildi. 2 ay önce Dersim'e tayini çıkan G’nin, 26 Ekim'de Dersim'de kiraladığı araçla önce Erzurum, ardından ise Batman ve Diyarbakır’a gittiği, burada bir süre kaldığı belirtildi. Ardından tekrar Dersim’e dönen G, 28 Ekim'de ailesini de yanına alarak Kayseri'ye doğru yola çıktı. Kayseri'de durdurulan araçta yapılan aramada 12 kilogram 600 gram uyuşturucu bulundu. Gözaltına alınan G, eşi ve yanlarında bulunan bir kişi daha 29 Ekim'de çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.” (1)
Anı
Doksanlı yıllar ülkemizin doğusunda can pazarının yaşandığı, kanın gövdeyi götürdüğü, onulmaz acıların yaşandığı yıllardı. O yılların ikinci yarısında Van’da idim. Van denilince uyuşturucu da gündeme gelirdi. Yüksek yoğunluklu savaşın hüküm sürdüğü Afganistan’da üretilen uyuşturucunun düşük yoğunluklu savaşın sürdüğü Doğu’da özellikle Van üzerinden İstanbul’a oradan da Avrupa ve ABD pazarlarına sevk edildiği hemen herkesin bildiği, konuştuğu bir şeydi. Uyuşturucu imalatının özellikle Başkale ilçesinde yapıldığı, bu konuda bilgisi becerisi olmayan kıza talip bile olunmadığı rivayeti kulağımıza kadar gelirdi. Uyuşturucu işiyle uğraşan isimler, servetleri, hikayeleri dillerde idi. Turizm olmayan bölgede otellerin, otobüs firmalarının (‘bir kilo toz, bir otobos lafı’ meşhurdu), kara mersedeslerin bolluğu genellikle kara para aklama ile ilişkilendirilirdi. Gün geçmezdi ki uyuşturucu yakalanması ile ilgili haberler yerel ve ulusal basında yer almasın. Yakalanan ya da ihbar edilen uyuşturucudan (ki buna yemleme ya da perdeleme denirdi) daha fazlasının kat be katının ilgili yerlere ulaştırıldığı söylenirdi.
Hiç unutmuyorum Doğu’da “at izinin it izine karıştığı”, “kurtların sevdiği puslu havanın” olduğu o yıllarda uçak seyahatlerimin birisinde tanıştığım bir polis bana öyle şeyler anlatmıştı ki, şaşırıp kalmıştım. PKK ve uyuşturucu ilişkisi bilindik bir şeyken uyuşturucu sevkiyatında özel harekatçıların kullandığı akrep isimli zırhlı personel taşıyıcılarının da kullanıldığını belirtmiş ve bunun o dönem Emniyet Müdürlüğü de yapan birinin bilgisi dahilinde olduğunu da eklemişti. Sonraları askeri helikopterlerin de kullanıldığı bilgisi basında yer almıştı. Asker polis dahil güvenlik güçleri ve sivil devlet görevlilerinden bazı kişilerin büyük miktarda paraların döndüğü bu işlerden pay alabilmek için bu işlere bulaştıkları iddiaları gırla gidiyordu. Aynı polis o dönem iç işleri bakanı olan kişinin Ankara Ulus’taki Stad otelinin bir katında hafta sonları genç kızlarla birlikte olduğunu ve bu sırada da kapısında polislerin beklediğini de ilave etmişti.
Doğu, uyuşturucu ve uzman çavuş kelimeleri geçince doksanlı yıllara gidiverdim ve aklıma bu anılar üşüşüverdi. O yıllara göre Doğu uzun yıllardır sakin ve huzurlu, belki de bu yüzden bu çirkin ve ahlaksız işi yapan güvenlik görevlisi yakayı ele verdi. Zira asayişin bozulduğu, karanlığın çöktüğü ve kimin ne halt yediğinin belli olmayıp kimsenin kimseden hesap sor(a)madığı zamanlarda her türlü suç, cürüm rahatlıkla işlenebilirken, tersinde bu işlere tevessül edenler yakayı ele verebilmektedirler. Dilerim bu memleket bir daha “Doğu’daki doksanlı yıllar” gibi bir zaman dilimi yaşamasın, uyuşturucu ile uyuşturulmayıp hayatı karartılmasın.
Kaynak:
https://www.gazeteduvar.com.tr/uzman-cavus-12-kilo-uyusturucuyla-yakalandi-haber-1731936#google_vignette